Bel ağrısı hemen herkesin yaşadığı bir sorundur. Çoğu zaman çabuk geçtiği için genellikle önemsenmez. Oysa hareketi kısıtlayan, yürümeyi, bazen oturup kalkmayı bile zorlaştıran bu sorunun birçok nedeni olduğunu belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Aybars Akkor, ‘’Bel ağrısı denince akla ilk gelen bel fıtığıdır. Ancak fıtık bel ağrılarının küçük bir oranını oluşturur. Dolayısıyla bel ağrısı, önemli bir sağlık sorununa da işaret edebileceği düşünülerek ihmal edilmemelidir’’ dedi ve şu bilgileri paylaştı:
Op. Dr. Aybars Akkor
NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURULMALI
Hepimizinzaman zaman belinde ve boynunda ağrılar olur. Bunların sadece ufak bir bölümü fıtıklardan kaynaklanır. Çoğu neden kas tutulmaları ve eklem kaymalarıdır. Bu sorunlar birkaç günlük istirahat, kas gevşetici ilaçlar, bölgenin sıcak tutulmasıyla düzelir. Eğer bel ağrısı bacağa vuruyorsa, bacakta güç kaybı ve uyuşmaya neden oluyorsa yapıyorsa hemen doktora başvurulmalı. Ağrı uygulanan basit tedavilere rağmen üç günden fazla sürüyorsa yine doktora başvurulmalıdır. Bu sorunda başvurulacak uzmanlar beyin ve sinir cerrahisi uzmanları, kyropraktorlar, fizik tedavi uzmanları, ağrı uzmanları ve ortopedi uzmanlarıdır.
20 NEDENİ
Bel ağrısına yol açan nedenleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Ağır yük kaldırmak
2- Fazla kilo
3- Yoğun stres
4- Hamilelik
5- Sigara
6- Bel fıtığı
7- Hareketsizlik
8- Bele yük bindiren egzersizler
9- Uzun süre oturmak
10- Duruş bozukluğu
11- Yüksek tansiyon
12- Diyabet
13- Menopoz
14- Regl
15- Kemik erimesi
16- Enfeksiyon hastalıkları
17- Aort anevrizması (Özellikle erkeklerde görülen ve aort damarında balonlaşma olarak bilinen ve
bir amda patlayıp
can kaybına neden olabilen anevrizmanın en önemli belirtilerinden biri de bel ağrısıdır)
18- Böbrek taşları
19- Kanser (Prostat, meme ve mesane gibi kanser türleri metastaz yaparak bel bölgesine sıçrayıp, ağrılara yol açabilir. Ağrı özellikle geceleri artar. Bel ağrılarına ateş ve halsizlik eşlik edebilir.)
20- Romatizmal hastalıklar
BU HATALARI YAPMAYIN!
Belağrısında doktora gitmeden halk arasında yapılan ‘’bel çektirme’’ işlemi kişiyi sakat bırakabilir. Bu yöntemin ancak doktorlar tarafından MR çekildikten sonra nadiren seçilmiş hastalara uygulanmasına izin verilebilir. Ayrıca sorunun kökenine inmeden bele yapılan masaj, bardak kapatma gibi eski yöntemler de belin zedelenmesine yol açabilir.
AMELİYAT SON SEÇENEKTİR
Belağrısında çekilecek MR ile rahatlıkla teşhis konur. Üç günden fazla süren bel ağrılarında karşımıza en sık bel fıtıkları, bel kaymaları ya da tekrarlayan eklem kaymaları çıkar. Yapılan muayenede hastada acil felce doğru bir gidiş tespit edilmezse yapılacak en iyi tedavi iğne tedavisidir. İğne sorun neredeyse direkt o bölgeye yapılır. Tabii iğnenin en doğru yere yapılması ve herhangi bir iltihabi durumun önlenmesi için doğru olan ameliyathanede röntgen altında yapılmasıdır. Hasta 5 dakikalığına uyuşturulur, iğne öyle yapılır. Böylece iğneyi ne görür,
ne de duyar, yarım saat sonra da hastaneden çıkabilir. Ertesi gün rahatlıkla işine, normal hayatına devam edebilir. 10 gün sonra hastaya durumuna göre kyroprakti, manuel terapi veya fizik tedavi uygulanabilir. Ameliyat önerilen hastaların çoğu da bu yöntemle iyileşebilir. Eğer hastanın ayaklarında bacaklarında güç kaybı, yürüme zorluğu ve uyuşukluk varsa hasta ameliyat edilmelidir. En yaygın ve en risksiz ameliyat yöntemi ise mikro cerrahidir. Gerekli durumlarda vidalama denilen stabilizasyon ameliyatları da uygulanabilir.
NASIL ÖNLENEBİLİR?
Belağrılarına karşı öncelikle doğru duruşu benimsemeliyiz. Belki bunu yoga, pilates gibi omurgaya yönelik sporlarla destekleyebiliriz. Bele baskı yapacak fazla kilolarımızdan kurtulmalıyız. Ayakkabılarımızı seçerken fazla topuklu yahut düz tabanlı olanları tercih etmemeliyiz. Ağır eşyaları tek başımıza çekmemeli ve kaldırmamalıyız. Yere eğilirken dizlerimizi büküp, kırarak çömelmeliyiz. Doğrudan yere uzanmamalıyız. Ani hareketlerden kaçınmalıyız. Her gün en az 20 dakika yavaş tempoda yürüyüş yapmalıyız. Sırt üstü yatarken yüksek yastık kullanmamalıyız. Belimizi soğuktan korumalıyız. Bir şeye üzülüp sinirlendiğimizde ani hareketlerden kaçınıp istirahate çekilmeliyiz.