Toygun ATİLLA
ÇEŞME ALAÇATI URLA NOTLARI
Efendim şimdi de biraz Çeşme, Alaçatı ve Urla notlarımdan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle konakladığım Alaçatı Swissotel’den başlayalım.
Bilenler bilir eski Sheraton Otel şimdi Swissotel olmuş. Epeyce bir harcama yapılmış, otel baştan aşağıya yenilenmiş.
Halen Alaçatı’nın en çok tercih edilen yerlerinden biri.
Yemek menüleri, odalar, sabah kahvaltısı vs. her şey gayet güzel.
Buna rağmen Türk turizmindeki genel sıkıntı Alaçatı Swissotel’i de vurmuş. Çalışanlarla yaptığım sohbetlerde oteldeki doluluk oranının yüzde 55-60 civarında olduğunu öğreniyorum. Bu da böylesine bir yatırım için oldukça düşük bir sayı.
Otelin el değiştirmesinden sonra yapılan renovasyonun çok olumlu katkısına rağmen maalesef oteldeki servis kalitesi son derece düşük.
Böylesine marka bir otel personelinin sayısının azlığından mı yoksa eğitimsizliğinden mi bilmiyorum, servis her aşamada kötü.
Oda servisinden tutun da, restoranlardaki servislere kadar her yerde sorun var.
Geç sunulan hizmet, restoranlarda gelmek bilmeyen siparişler, hatta hatta kapıda trafiğe neden olacak kötü olan vale hizmeti dahil böylesine marka bir otele yakışmıyor.
ALAÇATI’DA SİNEK AVLAYAN DA TIKA BASA DOLU OLAN DA ÇOK
Şimdi gelelim Alaçatı’ya…
Alaçatı bildiğiniz gibi. Bu yıl da İstanbul sosyetesinin gözde mekanlarından biri.
Köy içindeki restoranlar yüksek fiyatlara rağmen alabildiğine dolu…
Alaçatı Port’taki mekanlar ise maalesef aynı randımanda değil. Milyonluk yatırımların büyük çoğunluğu sinek avlıyor. Tatilcilerin tercihleri sadece birkaç mekan. Onlar tıklım tıklım dolu, diğerleri ise neredeyse bomboş.
SANTA YNEZ VADİSİNE DÖNÜŞEN URLA
Urla ise günden güne bölgenin en popüler lokasyonu olmaya doğru hızla ilerliyor. Gastronomi konusunda hayli önemli bir noktaya ulaşan Urla, giderek daha elit bir kesimin tercih ettiği bölge konumuna gelme yolunda.
Bölgede yapılan ve yapımı süren gayrimenkul yatırımları da bunun en büyük göstergesi.
Bölge bir anlamda Amerika Santa Barbara’daki Santa Ynez Vadisi’ne dönüşüyor desek sanırım yanılmış olmayız.
Bir yanda tarım, diğer yanda üzüm bağları, gastronomi ve konaklama anlamında benzer bir atmosferi barındırıyor.
Her geçen gün de bu tarz yaşamsal alanlara yenileri ekleniyor.
Bunlardan biri de Ege Yapı’nın Urla’daki Kekliktepe’deki projesi…
Önümüzdeki yıl tamamlanması planlanan projedeki 73 villa, 1 milyon 400 bin dolardan, 3,5 milyon dolara kadar fiyatlarla alıcılarını bekliyor. Ege Yapı’nın sahibi İnanç Kabadayı ile yaptığımız söyleşi de projenin detaylarını önümüzdeki günlerde PD’de okuyacaksınız.
MOMO BEACH’İN BAŞARISININ SIRRI
Son olarak Çeşme Momo Beach’i anlatmazsak olmaz.
Bölgenin tartışmasız en gözde ve en elit mekanlarından biri Momo Beach…
Bir gece önce Kenan Doğulu konserini izlediğim Momo Beach’de ertesi gün öğlen saatlerinde geldiğimde kapıdaki kuyruğa tanıklık ediyorum.
Restoranlardaki menü seçimleri de, servis kalitesi de A Plus.
Mekanın içindeki her detay ince işçilik ürünü, düşünülmüş detaylar içeriyor.
Kimse kimseyi rahatsız etmiyor, popüler piyasa yeri havasından uzak.
Momo Beach hikayesinin yaratıcısı ise henüz 37 yaşındaki Burak Beşer…
Kendisi ile kısa bir sohbet ediyoruz, uzun uzun konuşmayı ise İstanbul’a erteliyoruz.
İlk izlenimimi aktarmadan edemeyeceğim.
Burak Beşer adındaki bu genç adam ilerde daha çok büyük işlere imza atacak. Türkiye’nin ismini dünyada duyuracak projelerini takip edeceğiz.
Vizyonu bu ülkenin çok ötesinde…
Bu başarı hikayesinin içi birçok girişimciye de yol gösterecek nitelikte.
patronlardunyasi.com